Mültecilere Yönelik Irkçı Saldırıları Durdurun!

 30 Haziran gecesi, Kayseri Danişment Gazi Mahallesi’nde 6 yaşında bir çocuğun Suriyeli bir erkek tarafından cinsel istismara uğradığı haberi üzerine sokağa çıkan gruplarca, mülteci karşıtı ve ırkçı sloganlar eşliğinde, gece boyunca mültecilere ait evler ateşe verilmiş, araçlar ters çevrilerek tahrip edilmiş, yakılmış ve dükkanlara zarar verilmiştir. Linç saldırıları ve toplu şiddetin yol açtığı dehşet gecesi boyunca kentte yaşayan mülteci toplum büyük bir korku ve travma yaşamış, bu travma sosyal medya üzerinden yayılan ırkçı dalga ile daha da büyütülmüştür. Olaylar üzerine bölgeye gelen Kayseri Emniyet müdürünün saldırgan topluluğu “mağdur da Türk değil Suriyeli diyerek, mağdurun kimliğini ön plana çıkartarak yatıştırmaya çalışması sorunun başka bir yüzüdür ve kabul edilemez. Bu vesileyle hem istismar olayını hem de nefret suçlarına sebep olan saldırıları kınıyoruz. Saldırılar sırasında ev, işyeri ve araçlarda meydana gelen maddi zararlar tazmin edilmeli, suça karışan kişi ya da kişiler hukuk önünde cezalandırılmalı, istismar faili de ırkçı saldırganlar da korunmamalıdır.

Hükümet bu vahim gelişmelerden siyasi olarak sorumludur. 13 yıldır daha da belirginleşen pragmatist göç siyaseti esas olarak sosyal destek ve hukuki korumadan mahrum bırakılan ve ağır sömürü çarkına sürülen mültecileri mağdur etmektedir. Kayseri, Konya gibi sanayi kentlerini ucuz ve güvencesiz göçmen emeği üzerinden vahşi bir emek pazarı yarışına sokan ve “Anadolu Kaplanları” olarak bilinen muhafazakâr patron örgütleri de bu pragmatist göç siyasetinin önemli bir parçasıdır ve olayların bu hale gelmesinde sorumlulukları vardır.

Nitekim saldırıları gerçekleştiği Danişment Gazi ve Eskişehir Bağları mahalleleri aynı zamanda, mülteci ve yerli organize sanayi işçilerinin yaşadığı emekçi yerleşim birimleridir ve bir arada insanca yaşamın yolu 2017’de olduğu gibi ortak talepler etrafında örgütlenerek mücadele etmelerini zorunlu kılmaktadır. Kayseri Saya Emekçileri Derneği de bunun olumlu bir örneğidir. Ancak linç saldırıları ve körüklenen nefret yerli ve mülteci nüfus arasında gelişen bu bağları parçalamaktadır. Sendikaların ve emek örgütlerinin de bu süreçte işçilerin birliği, halkların kardeşliği için ses çıkarması, bu nedenle ayrıca önem kazanmaktadır.

Öte yandan son dönemde mülteciler topluca, önce Geri Gönderme Merkezlerine, sonrasında da rızası hilaflarına Suriye’nin kuzey kentlerine gönderilmektedirler. Şovenizm ve ırkçılığın yönlendirdiği teyitsiz yanlış bilgiler ve provokatif çağrılarla gelişen, Kayseri’dekine benzer galeyan, kışkırtma ve saldırıların da iktidar sahipleri ve kimi siyasi muhaliflerce daha kitlesel geri göndermeler için dayanak yapılması ve zaten yetersiz olan hukuki korumanın tamamen ortadan kaldırılması ihtimali bu süreçte güç kazanmaktadır.

İzmir Güzelbahçe’de inşaat işçisi üç Suriyeli mültecinin yakılarak katledilmesi, geçtiğimiz günlerde Muğla’da Kürt tarım işçilerine yapılan ırkçı saldırı ve tam da Sivas Katliamının yıldönümünde bir kez daha ırkçı saiklerle ev yakmalara, linç saldırılarına tanık olmak endişe vericidir. 2014, 2016 ve 2019’da mültecilere yönelik gerçekleşen linç dalgalarını düşününce, dördüncü büyük linç dalgasından endişe duymaktayız ve önlem alınması için yetkilileri uyarıyoruz.

Biz aşağıda imzası olan kurumlar olarak; ırkçılığa ve şovenizme karşı olduğumuzu, herkes için insan haklarını savunmaya devam edeceğimizi bir kere daha duyuruyoruz. Kayseri’de yaşanan istismar ve nefret suçlarına sebep olan saldırıları kınıyor, suça karışan kişi ya da kişilerin hukuk önünde cezalandırılmasını istiyoruz. Saldırılar sırasında ev, işyeri ve araçlarda meydana gelen maddi zararlar tazmin edilmeli, tutuklanan istismar faili gibi ırkçı saldırganlar da yakalanarak cezalandırılmalıdır. Nefret suçları cezasız kalmamalı, yeni saldırılara yol verecek cezasızlık politikası son bulmalı ve göç politikalarında insani ve kalıcı çözüm formülleri geliştirmelidir.

İMZACI KURUMLAR

Antikapitalistler, Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, DEM Parti Göç ve Mülteciler Komisyonu, DSİP, EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu), Eko Anarşistler, Ekoloji Birliği, Emek ve Adalet Platformu, Enternasyonal Dayanışma, Göç İzleme Derneği, Göçmen Sendikası Girişimi, Halkların Köprüsü Derneği, Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır Platformu, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De, İklim Adaleti Koalisyonu, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, İstanbul Geri Dönüşüme Katkı Derneği, İzmir, Mülteci Dayanışma Platformu, İzmir Müzisyenler Derneği, İzmir Yeşil Gelecek Derneği, Jineps Gazetesi, Marksist.org, Muğla Çevre Platformu, Mülteci Medyası, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Sınırsız Dayanışma, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şubesi, Validebağ Direnişi, Validebağ Savunması, Yaşamak Sosyal Alan ve Dayanışma Derneği, Yeşil Sol Parti Mültecilerle Dayanışma Çalışma Grubu




Yorumlar